Okul öncesi eğitimi, çocukların doğumdan başlayarak ilkokula başlamadan önceki dönemi kapsayan eğitim sürecidir. Bu dönem, genellikle 3 ila 6 yaş arasındaki çocukları kapsar ve çocukların bilişsel, duygusal, sosyal ve fiziksel gelişimlerine odaklanır. Okul öncesi eğitimi, çocuklara temel becerileri ve bilgileri kazandırmayı amaçlar ve onların ilkokula hazırlanmalarına yardımcı olur.
Okulumuzda; Montessori, High Scope, Reggio Emilia Stem ve Gems modellerinden ilham alan Oyun Temelli Öğrenme Modeli ile tam öğrenme hedeflenmektedir.
Montessori yaklaşımının temeli bireysel eğitime dayanır. Bu yaklaşımda, her çocuğun kendine özgü bir birey olduğu ve kendi kapasitesi doğrultusunda öğrenebileceği kabul edilir. Çocuklara araştırma yapma, deneme, hata yapma ve bu hataları kendi kendilerine düzeltme fırsatları sunulmalıdır. Eğitim, çocuğun deneyimlerini zenginleştirmesi ve gelişimini ilerletmesi için ona uygun olanaklar sağlanmasıyla mümkün olur. Montessori yaklaşımı özellikle günlük yaşam becerilerinin gelişimini desteklemeyi hedeflemektedir.
High Scope yaklaşımı, erken çocukluk eğitiminde “etkin öğrenme” kavramını temel alır. Bu yaklaşımda, çocukların kendi tercihlerini yapmaları, karar alma becerilerini geliştirmeleri, sorumluluk almayı öğrenmeleri, öz disiplin ve yeteneklerini artırmaları desteklenir. Çocukların yaratıcı, girişken, sorgulayıcı, kendini rahatça ifade eden ve başkalarının görüşlerine açık bireyler olarak yetişmeleri teşvik edilir. Özellikle çocuklarımızın proje sunumları, bu yaklaşımdan aldığımız ilhamın en somut örneklerindendir.
REGGIO EMILIA yaklaşımı “Eğitim her çocuğun hakkı” olduğu düşüncesiyle çocukların kaliteli bir eğitim alabilmesi için okul, aile ve toplumun işbirliği içinde çalışması gerektiği esas alınmıştır. Aile katılımı programı ile çocuklarımızın gelişim sürecine ailelerimizde dahil ediyoruz.
STEM yaklaşımı, Science, Technology, Engineering ve Math’in (Bilim, Teknoloji, Mühendislik ve Matematik) kısaltılmış halidir. STEM eğitimi çocukların ezbere dayalı bir sistem ile öğrendiği daha sonra öğrendiğini unuttuğu bir eğitimin dışında olup çocukların sınıf dışı ortamlarda yaparak yaşayarak öğrendiği ve öğrendiklerini kalıcı hale getirdiği bir sistemdir. STEM eğitiminde yer alan fen, teknoloji, mühendislik, matematik ve teknoloji gibi kavramlar; okul öncesi yaş grubu için farklı anlamlar ifade etmektedir. Legolarla bir köprü inşa etmek için düşünmeleri, bir hayvanın yaşam döngüsünün algoritmalarını öğrenmeleri, şekilleri tanımayı müzik ve dans yoluyla öğrenmesi, bir bitkinin gelişim sürecine tanıklık etmesi bu yaş grubu için fen, mühendislik, matematik alanlarını ifade etmektedir. Erken yaşlarda verilen STEM eğitimi, çocukların kendi benliklerini ve yeteneklerini erken keşfetmelerini ve bu doğrultuda gelişimlerini olumlu etkileyecektir.
GEMS Eğitim Yaklaşımı “Great Exploration in Math and Science” sözlerinin kısaltması olan GEMS kelimesi, Türkçe olarak “Fen ve Matematikte Büyük Gelişmeler” şeklinde çevrilmiştir. Sürekli gelişime açık, etkili, esnek ve kaliteli olan GEMS Programı sayesinde heyecan verici fen ve matematik etkinlikleri sınıflara taşınmıştır. GEMS Programı içerisinde yer alan eğlenceli etkinliklerle çocukların fen ve matematiğe ilgi duymaları sağlanır, böylece bilimsel düşünmenin ilk temelleri de atılmış olur. Çocuklar bilgiyi keşfetmeyi, bilginin somuttan soyuta gelişimini ve bilginin bağlantılarını erken yaşlarda, yaşayarak öğrenir.
Bu yöntem, oyunun öğrenme sürecine entegre edilmesi ve öğrencilerin oyun oynarken bilgi ve becerilerini geliştirmesini sağlamaktadır. Öğrencilerin ilgi düzeyini arttırarak öğrenmeyi daha eğlenceli hale getirir. Bu sayede öğrencilerin motivasyonunu yüksek tutar ve öğrenme sürecine aktif katılımlarını sağlar. Oyunlar genellikle problem çözme becerilerini geliştirir ve stratejik düşünmeyi teşvik eder. Oyunlar aracılığıyla öğrenciler, hata yapma korkusunu yener, deneme yanılma yöntemiyle öğrenmeyi deneyimler ve yaratıcılıklarını geliştirir.
Oyunlar, öğrencilere takım çalışması ve işbirliği becerileri kazandırabilir. Çeşitli oyunlar grup çalışmalarına olanak tanır ve problem çözme sürecinde birlikte çalışmayı teşvik eder. Oyun temelli öğrenme, öğrencilere öz denetim becerileri kazandırabilir. Oyunlar genellikle öğrencilere kendi ilerleme ve performanslarını takip etme fırsatı sunar, böylece kendi öğrenme süreçlerini kontrol etmeyi öğrenirler. Bu yöntem, öğrencilerin öğrenme sürecine daha olumlu bir tutum geliştirmelerine olanak sağlar. Oyunlar aracılığıyla yapılan öğrenme etkinlikleri, öğrencilerin keyif alarak öğrenmelerini sağlar ve bilgilerin daha kalıcı şekilde akılda kalmasına yardımcı olabilir.