Mahremiyet eğitimi çocuk kendisini ve vücudunun farkındalığını kazandığı andan itibaren başta aile tarafından öğretilmesi gereken önemli bir kavramdır. Bu yazıda bizler çocuklarda mahremiyeti; kendi bedenlerini tanıma, özel bölge kavramını anlama, temas konusunda farkındalık kazanma ve yanlışa karşı tepki verebilme becerisi şeklinde ele alacağız.
3 yaş grubu itibari ile; çocuklara yavaş yavaş mahremiyet hakkında bilgi verilmeye başlanmalıdır. Bunların başında özel bölge dediğimiz yerlerin nereler olduğu öğretilmeli ve dokunulamayacağının öğretilmesi gelmektedir. Bu noktada kız çocuklarına anneleri, erkek çocuklarına babalarının bu bilgileri vermesi önem arz etmektedir. Bu bilgilerin verilmesiyle çocukların özel bölgelerini iyice tanıması ve başkalarının dokunma izninin olmadığı vurgulanmalıdır. Çocuklar ebeveynleriyle temas içinde olurken bilinçli veya bilinçsiz özel bölgenize dokunabilirler. Bu durumu küçük bir oyunlu eğitim haline çevirip “ben senin vücudunda bu bölgelere dokunmuyorsam sende benimkine dokunmamalısın” gibi eğitici ama nazik bir yaklaşımla bilgi vermelidir. Eğer bunun üstüne “sende bana dokunabilirsin” gibi bir yaklaşım veya temas gelirse çocuğa öğretilenin ne kadar verimli olduğu kontrol edilip ona göre yeniden bir eğitim verilmelidir. Çocukların sevdiği oyuncaklar üzerinden de özel bölge mahremiyet bilgisi verilebilir. İnternette bulabileceğinizresimlerde verimli olacaktır. Burada önemli olan nokta özel bölgelerin cinsellik ile birleştirilerek anlatılmamasıdır. Bu yaş grubu çocukların bilmediği kelimeleri kullanmak sadece onların merakını arttırır. Özel bölgeler için burası senin görebileceğin ve toplumda kimsenin görme ve dokunma hakkının olmadığı yerler şeklinde açıklama yapabilirsiniz. Özellikle bu yaştan itibaren kişisel bakım ihtiyaçlarında destek olan ebeveynin kendisinin ne zaman ona dokunabileceğini açıklaması ve öğretmenler, doktorlar gibi görevlilerin onları ne zaman çıplak görebileceğine dair bir açıklama yapabilirsiniz.
4 yaş grubuna geldiğimizde; çocukların mahremiyet ve özel bölge konusunda bilgilerinin üstüne yenilerini ekleyerek, kendi başlarına yattıklarından, duş aldıklarından, giyindiklerinden ve tuvalet yaptıklarından emin olmamız gerekmektedir. İyi dokunuş ve kötü dokunuş olarak nitelendirilebilecek şeyleri öğretmemiz gerekmektedir. İyi dokunuş kişinin hoşuna giden, kişiyi rahatlatan dokunuşlardır. Kötü dokunuş ise kişinin hoşuna gitmeyen dokunuştur. Tanınmayan kişiden gelen dokunuş kadar aile içinden gelen dokunuş da kötü dokunuşa örnek olabilir. Çocuğun istemediği temaslardan kaçınılmalıdır. Vücudun hiçbir bölgesi seviyorum adı altında öpülmemeli, mıncıklanmamalı veya sıkılmamalıdır. Özellikle Türk aile kültüründe var olan mıncıklayarak, sıkarak ve fazlasıyla öpücüklere boğarak sevme adeti çocuğun neyin doğru neyin yanlış olduğunu idrak etmesinde soruna sebebiyet verebilir. Bu nedenle anne ve babanın çocuk için koyduğu kurallara yakın akrabalarında ayak uydurması beklenmektedir. Eğer bu kurallara uyulmazsa çocuk ona yaklaşan herkesin onu sevdiğini ve bir kötülük barındırmadığı algısına kapılabilir. Çokça karşılaştığımız sorunlardan bir tanesi de çocukları dudaktan öpmedir. Evet öpme bir sevgi göstergesidir fakat özel alana saygı önce ebeveyn ve aile yakınlarından başlamalıdır. Çocuklarda ailede dudağın bir özel bölge olduğu unutmamalı ve dudaktan öpme kesinlikle olmamalıdır. Çocukları yanağından öperken bile sorulmalı yeri geldiğinde sarılmak dahi istemiyorsa izin verilmelidir. Aile içerisinde vücuduna dair kararları verebileceği böylece verilmiş olur. Eğer çocuk ev içerisinde bunu başaramıyorsa sosyal hayatı ve tanımadığı kişilere karşı daha temkinsiz olabilmektedir.
5 yaş grubuna geldiğimizde; çocuklarda kendi bedenlerini daha yakından tanımak isteme ve karşı cinsten farklılığını görmeye başlama durumu gözlemlenebilir. Bu durumda kendi vücudu ile ilgili merak edilenler ebeveynler tarafından anlatılmalıdır (Kız çocukları anne ile, erkek çocukları baba ile). Aile içi ilişkilerinde olduğu kadar arkadaş ilişkilerindeki sınırları da çocuklara öğretmemiz gerekmektedir. Kendi vücuduna olan merak başkalarının vücuduna da merak uyanmasına sebep olabilir. Önemli olan özel bölgelerin hatırlatılması ve kendisinin izin vermediği şeyleri bir başkasına yapmaması konusunda uyarılması gerekmektedir. Çocuklara hayır demek ve kendisini korumakla alakalı bilgiler verilmektedir. Özellikle hayır ileriki yaş gruplarında kendini korumakla alakalı önemli bir adımdır. Ne gibi şeylere hayır denebilir? Hayır neden kullanılır? Bunların bilgileri çocuğa verilmelidir. Okul içerisinde de aile içerisinde de hoşlanmadığı ve hayır dediği şeylerin tekrarı halinde öğretmene ve ebeveyne bilgi vermesi önemlidir. Çocuklara “hayır” kelimesi öğretilirken karşı tarafın tutumuna bağlı olarak şikâyet etme de öğretilmelidir. Aynı zamanda çığlık atmayı da öğretmek gerekebilir. Olası bir yalnızlık durumunda çığlık hayat kurtarıcı olmaktadır.
Çocuklara genel olarak onları kimin çıplak görebileceği (belli bir yaşa kadar), nerelerde çıplak olmasının normal olduğu gibi durumlarda öğretilmelidir. Çocuklara bakım veren kişi, yeri geldiğinde öğretmen ve sağlık çalışanları dışında kimsenin çıplak görmemesi gerekmektedir. Okul ortamında öğretmen ne gibi durumlarda görebilir, hastanelerde ise doktor ve hemşireler neden üstlerini çıkartmak zorunda kalabilir açıklanmalıdır. Çocuklar lavabo ve kendi odaları dışında asla çıplak gezmemeli ve bunu alışkanlık haline getirmemelidirler. Odasında üstünü değiştirdiği için banyoda ise kişisel bakımını gerçekleştirdiği için çıplak olduğu belirtilmelidir. Kişisel bakım sırasında bakım veren ebeveyn çocuğun yaptığı her şeye müdahale etmemeli ve çocuğun kendini temizlemesine izin vermesi gerekmektedir. Mümkün olduğunca çocuk içerideyken dışarıda beklenmesi olası destek gerektiren durumda içeri girip yardım etmesi daha doğru olacaktır.Çocuklar özellikle ilkokula başladıkları zaman kendi kişisel bakım becerilerini yerine getiriyor durumda olmalıdır.
Sonuç olarak; mahremiyet eğitiminin evde başladığının ve anne babaların belirlediği kurallara kendileri dahil bütün akrabaların uyması gerektiğinin altını çizmek isterim. Çocukların istemedikleri şeylere karşı tepkileri tatlı küçük davranışlar olarak algılanmamalı ve çocuğun rahatsız olduğu duruma son verilmelidir. Çocuk istemediği halde temasta bulunulmamalıdır. Özellikle sevgi adı altında yapılan davranışlar ileride çocukların karar verme mekanizmasını ve tehlikeye karşı tutumlarını belirlemektedir. Dolayışla çocuk bu yaşlarda en yakınlarında istemediğini belirttiği şeye karşılık hala devam eden davranışlarla karşılaşıyorsa bunu normalleştirip bir yabancının yanında da kendisini savunamaz hale gelebilir.
Sevgiler,