Yeni eğitim döneminin başlaması ile anaokulumuzda da oryantasyon sürecimize başlamış bulunmaktadır. Bu süreç çocukların okula uyum sağlayabilmesi için önemlidir. Daha önce bulunmadıkları bir ortamda, görmedikleri kişilerle bir araya gelmektedirler. Biz yetişkin bireyler bile yeni bir ortama girdiğimizde normalde olduğumuzdan daha çekingen olacağımız gibi çocuklarda da böyle olması çok normaldir yani bir alışma sürecinin olması normaldir. Kısaca oryantasyon, bir yere alışma ve uyum sağlama süreci diyebiliriz.
OKULA UYUM SAĞLAMA SÜRECİ
Okul öncesi dönem olarak adlandırılan 0-6 yaş çocuğun doğumdan sonraki en hızlı geliştiği dönem olarak bilinmektedir. Okul öncesi eğitim, aileden sonra çocukların programlı bir şekilde sosyal, duygusal ve bilişsel gelişimlerini amaçlayan en önemli yerlerden biridir. Bu dönem çocuklar için; yürüme, koşma, tutma, gibi psiko-motor becerilerinin geliştiği, konuşma ve kendisini sözel olarak ifade etme gibi dil gelişiminin sağlandığı aynı zamanda anlama, kavrama ve düşünme gibi önemli bilişsel süreçlerin ortaya çıktığı ve geliştiği çok önemli bir dönemdir. İlkokul dönemine kadarki bu süreçte çocuğun; sosyal, duygusal ve dil gelişiminin yanı sıra zihinsel ve bedensel gelişimi de sistemli bir eğitim ortamı içerisinde gelişir. Aynı zamanda bu süreç, okul öncesi öğretmenleri aracılığıyla çocuklara daha güzel ve iyi ortamlar sağlayarak onların deneyimlerini ve öğrenmelerini en üst seviyelere çıkaran ve ilkokula hazırlayan bir eğitim dönemidir. Çocuk, aile ortamı ve çevresindeki uyaranlar yardımıyla yeni şeyler öğrenir ve bu doğrultuda yeni ortamlara uyum sağlaması kolaylaşır. Aynı şekilde, okul öncesi eğitim ile çocuk yeni ortamlara katılır, yeni arkadaşlıklar edinerek sosyal ve bilişsel olarak gelişir. Aynı zamanda çocuk, değişen sosyal çevre ile birlikte birçok yeni şey öğrenmeye başlamaktadır. Çevresel uyaranların az olduğu ortamlar çocukların sosyal ve dil gelişimlerinin sınırlı olmasına neden olmaktadır. Bu durum çocuğun okul yıllarında okula uyumunu zorlaştırmakta ve çocuğun okuldaki akademik başarısının düşmesine yol açabilmektedir.
Çocuğun alıştığı ortamdan ayrılmasıyla başlayan bu geçiş sürecinde ebeveyn tutumu, ebeveynin öğretmen ile olan iş birliği oldukça önem arz etmektedir. Bağlanma stillerine göre her çocuk kendi içinde, karşılaştırma yapılmadan değerlendirilmelidir. Ebeveynlerin akran kıyaslaması tutumunda bulunmaması çocuğun özgüvenini pozitif yönde etkilemektedir. Adaptasyon sürecinin uzunluğu çocuğun mizacına, ebeveyn tutumuna, sosyal ilişkilerine ve iletişim becerilerine göre değişiklik göstermektedir.
Oryantasyon en rahat adapte olmuş çocukta bile 1-2 hafta sürer. Bu süre 2-3 aya kadar çıkabilir. Kaygılı bağlanan çocuklarda süreç uzayabileceği gibi ebeveynin eğitim süreci ile ilgili kaygıları da süreci olumsuz etkilemektedir. Oryantasyon sürecinizde çocuğunuz daha gergin, daha yorgun, daha talepkar ve daha duygusal olabilir. Uyku ve yemek düzeni aksayabilir. Sizin sabırlı ve hazırlıklı olmanız çocuğunuzun yaşadığı değişiklikleri anlamlandırmanızı ve onlarla başa çıkmanızı kolaylaştırır.
Özellikle önemli olan bir konuda çocuklardan ayrılmaya ailelerin de hazır olmasıdır. Çocukları okula bıraktıktan sonra okul içinde beklemek veya onlara sürekli istedikleri zaman istediklerinin olacağı imajını vermek sadece okula uyum sürecini uzatır ve bu çocukların davranışlarına yansır. Bizim amacımız çocukların bir bakım verene (anne- baba-öğretmen…) bağımlı olmadan kendi başlarına istediklerini söyleyebilmesi ve kendini ifade edebilmesidir. Bunu yapmak için de çocukları bulundukları ortamda kendi mücadelesini vermesine izin vermeyle sağlayabiliriz.
Çocukların bir birey olduğunu anlamaya başladıkları yaşlardır aslında anaokulu yaşları dolayısıyla ailelerinde çocuklarının bir birey olduğunu kabul etmesi ve onlara bu alanı sağlaması çok önemlidir.
ÇOCUĞUNUZU OKULA BAŞLATMADAN ÖNCE;
- Çocuğunuzu karşınıza alıp, bu kararınızdan ona söz edin…
- Kendi yaşındaki arkadaşların ve oyuncakların olacağı bir çocuk evine gitmesinin gerekliolduğunu ona güzelce anlatın…
- Artık anaokuluna gitme zamanının geldiğini, çünkü büyümekte olduğunu anlatın…
- Çocuğunuza oranın ‘çocuk evi’ olduğunu, bu yüzden de anne ve babaların orda durmadıklarını, onların da işlerine gittiğini anlatın…
- Çocuk evinde mutlu olacağını, güvende olacağını, kendileriyle ilgilenen bir öğretmeni olacağını açıklayarak anlatın…
- Çocuğun ayrılırken duygusal olarak annenin üzüntü ve kaygısını hissetmesi anaokuluna uyum sürecini zorlaştırmaktadır…
- Çoğunlukla karşılaştığımız durum annelerin çocuklarının ağlamalarına dayanamadıkları noktada onları anaokulundan alma davranışı göstermeleridir. Bu tutum çocuğun gelişimi için oldukça tehlikeli bir durumdur.
!!! Çocuğun anaokuluna başlama sürecinde sadece çocuk değil, annenin de duygusal olarak hazır olması gerekir!!!
Anne – babanın çocuğun içinde bulunduğu yaş itibariyle ayrılık kavramına zihinsel olarak hazır olmadığının farkında olması gerekir. “Sadece 1 saat oyna sen ben hemen geleceğim” “Eve kadar gidip geleceğim “ifadesini bir yetişkin gibi algılayamaz; “Annem beni bırakıp gitti, bir daha gelmeyecek” olarak algılar ve yoğun endişe yaşar.
Sabah okula gelmeden önce bazı tepkilerle karşılaşabilirsiniz. Bunlar; sabah okul zamanı ile başlayan karın ağrıları, ağlamalar, hareketlerde yavaşlama, isteksiz ve olumsuz cevaplar…